Farklı dönemlere ait detaylarla gelenekselin güzelliğini savunan, el işçiliğine verdiği önemle lükse ulaşan ve çağdaş yaşamın ihtiyaçlarına göre tasarlanan İzmir’deki bu ev, Dorya Home’un ikinci jenerasyondan Dorya USA'in sahipleri Doruk Yorgancıoğlu ve iç mimar-tasarımcı eşi Megan Perry Yorgancıoğlu’nun karakterlerini yansıttıkları stil sahibi bir yaşam alanı.
Gelenekselden kopmadan çağdaş bir çizgiyle tasarlanan mobilya koleksiyonları, Akaretler’de geçtiğimiz şubat ayında açılan yeni showroom’ları ve son yıllarda Amerika’daki atılımlarıyla dikkat çeken 30 yıllık bir marka olan Dorya Home, Doruk Yorgancıoğlu ve Amerikalı eşi Megan Perry Yorgancıoğlu işin başına geçtiği günden bu yana hızla büyüyor ve gelişiyor. Doruk, Miami ve North Carolina, High Point’teki mağazalarla başlayan markanın Amerika CEO’su. George Washington Üniversitesi’nde iç mimari tasarım eğitimi alan Megan ise markanın kreatif direktörlüğünü yapıyor. Yorgancıoğlu çifti yılın yarısını İzmir’deki bu konforlu evde geçiriyor. Dorya Home fabrikasında üretim süreçlerini yönetiyor. Yılın geri kalanı ise Florida’da Megan’ın ülkesinde geçiyor. Genç çiftin evinde, aynı Dorya Home koleksiyonlarında olduğu gibi gelenekselle modernin ince bir dengede buluştuğu şık ve zarif bir atmosfer hâkim. İç mimar ve tasarımcı Megan Perry Yorgancıoğlu’nun kendisi ve ailesi için tasarladığı ev, klasiğin ve rahatlığın birleştiği ustaca bir karışım. Megan tarzını ve tercihlerini şöyle anlatıyor: “Ben modern bir gelenekselciyim. Geleneksel tarza kesinlikle hayranım ve saygı duyuyorum ama bir yandan moderni de seviyorum, temiz ve sakin çizgileri olan mobilyalar ve kumaşlar beni cezbediyor. Geçen yıl 14 yaşındaki evimizi yenilerken, mimari ayrıntıları, pervazları, kapıları ve duvar kaplamalarını geleneksel tutmak istedik. Fakat mobilyaların ferah ve sade bir çizgide olması tercihimizdi.”
“Alışılmışın dışında kombinasyonları, desenleri ve küçük detaylara önem vermeyi seviyorum” diyen ev sahibi, oturma odasının tasarımında Paris’te bir fuardan satın aldığı turkuaz mozaikli fil tablosundan yola çıkmış. “Bir tablo, biblo ya da başka herhangi bir şey fark etmez. İşe başlamak için size ilham veren küçük bir şey olması her zaman için iyidir. Bu düşünceyle, mobilyaların çoğunluğunu küçük parçalardan başlayarak tasarladım” diyen Megan, Dorya Home ekibi ve eşinin desteğinden de güç alarak Amerikan yaşam tarzına ve Türk kültürüne özgü detaylarla köklerine saygı duyan ama modern tavrından da ödün vermeyen keyifli bir yaşam alanı kurgulamış. Ev, ne gereğinden fazla geleneksel ne de aşırı modern. İki stili de dengelemeyi başarabilmiş. Maskülen ya da feminen vurgulardan uzak, keyifle yaşanabilecek bir şehir evi burası.